Dünyanın en eski mesleklerinden olan
sihirbazlık günümüzde az da olsa varlığını sürdürüyor. İlkay Özdemir ise Türkiye’nin
ilk kadın sihirbazı olarak karşımıza çıkıyor. 2004’te Balkan Şampiyonu olan Özdemir,
2011’de ise ‘Dünyanın En İyi Kadın Sihirbazı’ ödülünü kazanıyor. 36 yaşındaki Özdemir
aynı zamanda Cem Yılmaz ve Engin Altan Düzyatan gibi oyunculara da sihirbazlık eğitimi
veriyor ve gelecekte bir sihir köyü kurmak istiyor.
ÖZEL HABER
Sihirbazlık,
insanların doğaüstü, normal ötesi veya gizemli yöntemlerle doğal dünyayı;
olayları, nesneleri, insanları etkileyebildiğini öne süren bir sanat olarak
biliniyor. Geçmişte hokkabaz ismiyle yapılan bu meslek günümüzde sihirbaz ya da
illüzyonist isimleri ile icra ediliyor. Uzun süren bir eğitim, hayal gücü ve teknik
bilgi isteyen; seyirci psikolojisi, illüzyon (yanılsama) tarihi, sahne ve
kostüm bilgisi gibi konuları kapsayan sihirbazlık için birkaç oyun ya da teknik
sır bilmek yetmiyor. İşte, İlkay Özdemir ülkemizde ilk kez sahnelediği birçok
oyunla sayılı sihirbazlar arasında yer alırken ilk kadın sihirbaz olma
özelliğini de taşıyor.
İlk Başlarda Sevmiyordu…
36
yaşındaki İlkay Özdemir, Amasya doğumlu... 3 yaşından itibaren İstanbul’da
büyüyen ve üniversitede işletme bölümünde okuyan Özdemir, o yıllarda bir psikiyatr
kliniğinde ek iş yapıyor. Klinikteki Psikiyatr Selim Başarır sayesinde
sihirbazlıkla tanışan İlkay Özdemir, ustasının hobi olarak sihirbazlıkla
ilgilendiğini ve seans aralarında birkaç oyun gösterdiğini belirterek şunları
söylüyor: “İlk başlarda sevmiyordum. Sonraları sunulma şeklinden etkilendim. Çevremdeki
insanlara sihirbazlık yaparak yavaş yavaş sanatın içerisine girdim. Çevremden
gördüğüm ilgiyle birlikte inanılmaz zevk almaya başladım. Ustam beni Belgrat’a
götürdü ve orada sanatın farklı bir yönünü tanıdım. Sihirbazlıkla ilgili kart
ve kuş sihirbazlığı gibi alanları öğrendim. Belgrat’ta kart sihirbazlığı
yaparak ilk jüri özel ödülünü aldım.”
“Dünyanın En İyi Kadın Sihirbazı
Seçildim”
15
yıldır sihirbazlık mesleğinin içinde olan İlkay Özdemir, kısa zamanda yoğun bir
şekilde çalıştığına dikkat çekerek sergilediği birçok projenin taklidinin bile
yapılamadığını ifade ediyor. Türkiye’de ilk ‘Medya Magic Gösterisi’ yapan
sihirbaz olan Özdemir, bu gösteri hakkında bilgi veriyor: “LCD televizyonun
içine giriyorum. Hem görüntüde meydana geliyorum hem de oradan bir nesne
çıkartıyorum. Ayrıca 2004 yılında Sofya’da Balkan Şampiyonu oldum. 2006 yılında
dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başbakanlıkta akredite
edildim. 2011 yılında Dünya Sihirbazlar Birliği tarafından dünyanın en iyi kadın
sihirbazı seçildim. David Copperfield ve Criss Angel gibi tarihin en iyi
sihirbazları da bu tür bir ödüle sahip olmuşlardı. 3 yıl önce ise İstanbul’da
dünyanın en büyük tematik akvaryumunda 20 köpek balığı ile bir kafeste şov
yaptım.”
“Sanatta Kadın-Erkek Ayrımına
İnanmıyorum”
Sanatta
kadın-erkek ayrımına inanmayan sihirli kadın İlkay Özdemir, “Bu ayrım sadece
Oscar’da yapılıyor. Ben yurt dışında erkeklerle yarıştım. Orada kadın
kategorisi yok ama eğer ki bir tanımlama yapacak olursam şunu kesinlikle
söyleyebilirim. Ben asistanlıktan gelme bir sihirbaz değilim, sihirbaz olarak
yetiştirilmiş Türkiye’nin ilk kadın sihirbazıyım. Ancak kadın olduğum için
değil emeğimle başarılar kazandım. Son yıllarda kadın sihirbazların sahne aldığını
görüyorum. Bu insanlar benden sonra sahne almaya başladılar.” şeklinde
konuşuyor.
Her Gösterisinin Ayrı Bir Hikâyesi Var
“Ben
bir şarkıdan bile etkilenirim.” diyen İlkay Özdemir konuşmasına şöyle devam
ediyor: “En çok filmlerden etkilenirim. Örneğin, Chicago veya Kill Bill
filmleri. Bir kart bulacağım ama onu Kill Bill’in Malaguena şarkısıyla birlikte
ve bir kılıcın üstüne saplanmış şekilde buluyorum. Seyircinin sadece zihnini
okumam ben. Bunu yaparken de seyirciye bir mesaj verme derdindeyim. Dolayısıyla
ben farklıyım. Mesela ‘Escape’ şovum için bana Amerika'dan bir mail geldi. Böyle
bir kaçış görmediklerini ve Türkiye’de kopya yapılmayan orijinal şeylerin olduğunu
da gördüklerini belirttiler.”
“Ateşler ve Kuşlar Gösterisi İçin 10
Yıl Hazırlandım”
Şampiyon
olduğu ‘Alevler ve Kuşlar’ gösterisinin 10 yıllık bir hazırlığın sonucu
olduğunu anlatan Özdemir, “Müziğiyle, duruşuyla ve bir rahibe kıyafeti ile
Yüzüklerin Efendisi filminden etkilenilmiş bir gösteri. Teması cennet ve
cehennemdi. Yanan bir ateş, ateşin içerisinden çıkan kuşlar. Ateş cehennemi,
kuşlar cenneti temsil ediyor ve hikâyesi kendi içerisinde gelişiyor. 6
dakikalık bir gösteri ama birçok uluslararası ödüle sahip oldu.” şeklinde
konuşuyor.
Sihirbazlıkta
sürekli pratik yapılması gerektiğine vurgu yapan Özdemir, sergilenen her şey
için ayrı bir donanım, emek ve zaman verdiğini ancak en önemli şeyin ise konsantrasyon
olduğunu dile getiriyor.
“Türkiye’de Sahne Almak Zor”
Türkiye’de
tam olarak takdir alamadığını bildiren Özdemir, bir sahne bulmak için bile
zorlandığını söylüyor. Özdemir, “Dünya çapında ödül aldığım gösterim için
belgesel çekilecekti. Onda bile ortamı kendi imkânlarımla buldum. Ne yazık ki
daha gösteri sanatlarını izlemeye hazır bir potansiyel yok ülkemizde. O yüzden son
zamanlarda gönlümün istediği güzel bir seyirci kitlesi olursa gösteri
yapıyorum. Türkiye’de sahne almak zor, kadın olarak sahneye çıkmak ise daha
zor.” diyor.
Ünlü Oyunculara Eğitim Veriyor
İlk
kadın sihirbaz Özdemir, ünlü oyunculara sihirbazlık eğitimleri verdiğinin altını
çiziyor ve ekliyor: “Hokkabaz filmi ile başladı bu eğitimler. O filmdeki kuşlarda
benim. Cem Yılmaz, zaten yetenekli bir insan ve severek yaptı performansını. Eğitimler,
Çırağan Baskını isimli bir belgesel dizide hem sihirbaz hem de dilsiz bir
karakterdeki Engin Altan Düzyatan ile devam etti. Bütün kurgu bana aitti ve tabii
rejide olmakta ayrı bir heyecandı. Çok severek çalıştım her ikisiyle de.”
“Sihir Köyü Kurmak İstiyorum”
Özdemir,
“Gerçek bir sihirbaz olsaydım dünyanın kendisini baştan aşağı değiştirirdim.”
diyerek İzmir’in Şirince köyünde ‘Sihirbazın Evi’ isimli bir butik otelinin
olduğunu aktarıyor ve son olarak gelecekteki hedeflerinden de bahsediyor:
“Çocuk sihirbazlığı ile ilgili projelerim var. Her sihirbazlık öğrenen sihirbaz
olacak diye bir şey yok ama birkaç teknikle hayata bakış açılarını değiştirmeyi
öğrenmeliler. Ayrıca yılda 1 veya 2 defa her yaştan insana Workshop yapıp sihir
köyü kurmak istiyorum. Artık insanları tam anlamıyla sihirle tanıştırmak
istiyorum.”
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır, teşekkür ederiz...