Pazar, Mart 03, 2019

Türkiye’nin İlk Kadın Sihirbazı: İlkay Özdemir


Dünyanın en eski mesleklerinden olan sihirbazlık günümüzde az da olsa varlığını sürdürüyor. İlkay Özdemir ise Türkiye’nin ilk kadın sihirbazı olarak karşımıza çıkıyor. 2004’te Balkan Şampiyonu olan Özdemir, 2011’de ise ‘Dünyanın En İyi Kadın Sihirbazı’ ödülünü kazanıyor. 36 yaşındaki Özdemir aynı zamanda Cem Yılmaz ve Engin Altan Düzyatan gibi oyunculara da sihirbazlık eğitimi veriyor ve gelecekte bir sihir köyü kurmak istiyor.
ÖZEL HABER

Sihirbazlık, insanların doğaüstü, normal ötesi veya gizemli yöntemlerle doğal dünyayı; olayları, nesneleri, insanları etkileyebildiğini öne süren bir sanat olarak biliniyor. Geçmişte hokkabaz ismiyle yapılan bu meslek günümüzde sihirbaz ya da illüzyonist isimleri ile icra ediliyor. Uzun süren bir eğitim, hayal gücü ve teknik bilgi isteyen; seyirci psikolojisi, illüzyon (yanılsama) tarihi, sahne ve kostüm bilgisi gibi konuları kapsayan sihirbazlık için birkaç oyun ya da teknik sır bilmek yetmiyor. İşte, İlkay Özdemir ülkemizde ilk kez sahnelediği birçok oyunla sayılı sihirbazlar arasında yer alırken ilk kadın sihirbaz olma özelliğini de taşıyor.
İlk Başlarda Sevmiyordu…
36 yaşındaki İlkay Özdemir, Amasya doğumlu... 3 yaşından itibaren İstanbul’da büyüyen ve üniversitede işletme bölümünde okuyan Özdemir, o yıllarda bir psikiyatr kliniğinde ek iş yapıyor. Klinikteki Psikiyatr Selim Başarır sayesinde sihirbazlıkla tanışan İlkay Özdemir, ustasının hobi olarak sihirbazlıkla ilgilendiğini ve seans aralarında birkaç oyun gösterdiğini belirterek şunları söylüyor: “İlk başlarda sevmiyordum. Sonraları sunulma şeklinden etkilendim. Çevremdeki insanlara sihirbazlık yaparak yavaş yavaş sanatın içerisine girdim. Çevremden gördüğüm ilgiyle birlikte inanılmaz zevk almaya başladım. Ustam beni Belgrat’a götürdü ve orada sanatın farklı bir yönünü tanıdım. Sihirbazlıkla ilgili kart ve kuş sihirbazlığı gibi alanları öğrendim. Belgrat’ta kart sihirbazlığı yaparak ilk jüri özel ödülünü aldım.”
“Dünyanın En İyi Kadın Sihirbazı Seçildim”
15 yıldır sihirbazlık mesleğinin içinde olan İlkay Özdemir, kısa zamanda yoğun bir şekilde çalıştığına dikkat çekerek sergilediği birçok projenin taklidinin bile yapılamadığını ifade ediyor. Türkiye’de ilk ‘Medya Magic Gösterisi’ yapan sihirbaz olan Özdemir, bu gösteri hakkında bilgi veriyor: “LCD televizyonun içine giriyorum. Hem görüntüde meydana geliyorum hem de oradan bir nesne çıkartıyorum. Ayrıca 2004 yılında Sofya’da Balkan Şampiyonu oldum. 2006 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başbakanlıkta akredite edildim. 2011 yılında Dünya Sihirbazlar Birliği tarafından dünyanın en iyi kadın sihirbazı seçildim. David Copperfield ve Criss Angel gibi tarihin en iyi sihirbazları da bu tür bir ödüle sahip olmuşlardı. 3 yıl önce ise İstanbul’da dünyanın en büyük tematik akvaryumunda 20 köpek balığı ile bir kafeste şov yaptım.”
“Sanatta Kadın-Erkek Ayrımına İnanmıyorum”
Sanatta kadın-erkek ayrımına inanmayan sihirli kadın İlkay Özdemir, “Bu ayrım sadece Oscar’da yapılıyor. Ben yurt dışında erkeklerle yarıştım. Orada kadın kategorisi yok ama eğer ki bir tanımlama yapacak olursam şunu kesinlikle söyleyebilirim. Ben asistanlıktan gelme bir sihirbaz değilim, sihirbaz olarak yetiştirilmiş Türkiye’nin ilk kadın sihirbazıyım. Ancak kadın olduğum için değil emeğimle başarılar kazandım. Son yıllarda kadın sihirbazların sahne aldığını görüyorum. Bu insanlar benden sonra sahne almaya başladılar.” şeklinde konuşuyor.
Her Gösterisinin Ayrı Bir Hikâyesi Var
“Ben bir şarkıdan bile etkilenirim.” diyen İlkay Özdemir konuşmasına şöyle devam ediyor: “En çok filmlerden etkilenirim. Örneğin, Chicago veya Kill Bill filmleri. Bir kart bulacağım ama onu Kill Bill’in Malaguena şarkısıyla birlikte ve bir kılıcın üstüne saplanmış şekilde buluyorum. Seyircinin sadece zihnini okumam ben. Bunu yaparken de seyirciye bir mesaj verme derdindeyim. Dolayısıyla ben farklıyım. Mesela ‘Escape’ şovum için bana Amerika'dan bir mail geldi. Böyle bir kaçış görmediklerini ve Türkiye’de kopya yapılmayan orijinal şeylerin olduğunu da gördüklerini belirttiler.”
“Ateşler ve Kuşlar Gösterisi İçin 10 Yıl Hazırlandım”
Şampiyon olduğu ‘Alevler ve Kuşlar’ gösterisinin 10 yıllık bir hazırlığın sonucu olduğunu anlatan Özdemir, “Müziğiyle, duruşuyla ve bir rahibe kıyafeti ile Yüzüklerin Efendisi filminden etkilenilmiş bir gösteri. Teması cennet ve cehennemdi. Yanan bir ateş, ateşin içerisinden çıkan kuşlar. Ateş cehennemi, kuşlar cenneti temsil ediyor ve hikâyesi kendi içerisinde gelişiyor. 6 dakikalık bir gösteri ama birçok uluslararası ödüle sahip oldu.” şeklinde konuşuyor.
Sihirbazlıkta sürekli pratik yapılması gerektiğine vurgu yapan Özdemir, sergilenen her şey için ayrı bir donanım, emek ve zaman verdiğini ancak en önemli şeyin ise konsantrasyon olduğunu dile getiriyor.
“Türkiye’de Sahne Almak Zor”
Türkiye’de tam olarak takdir alamadığını bildiren Özdemir, bir sahne bulmak için bile zorlandığını söylüyor. Özdemir, “Dünya çapında ödül aldığım gösterim için belgesel çekilecekti. Onda bile ortamı kendi imkânlarımla buldum. Ne yazık ki daha gösteri sanatlarını izlemeye hazır bir potansiyel yok ülkemizde. O yüzden son zamanlarda gönlümün istediği güzel bir seyirci kitlesi olursa gösteri yapıyorum. Türkiye’de sahne almak zor, kadın olarak sahneye çıkmak ise daha zor.” diyor.
Ünlü Oyunculara Eğitim Veriyor
İlk kadın sihirbaz Özdemir, ünlü oyunculara sihirbazlık eğitimleri verdiğinin altını çiziyor ve ekliyor: “Hokkabaz filmi ile başladı bu eğitimler. O filmdeki kuşlarda benim. Cem Yılmaz, zaten yetenekli bir insan ve severek yaptı performansını. Eğitimler, Çırağan Baskını isimli bir belgesel dizide hem sihirbaz hem de dilsiz bir karakterdeki Engin Altan Düzyatan ile devam etti. Bütün kurgu bana aitti ve tabii rejide olmakta ayrı bir heyecandı. Çok severek çalıştım her ikisiyle de.”
“Sihir Köyü Kurmak İstiyorum”
Özdemir, “Gerçek bir sihirbaz olsaydım dünyanın kendisini baştan aşağı değiştirirdim.” diyerek İzmir’in Şirince köyünde ‘Sihirbazın Evi’ isimli bir butik otelinin olduğunu aktarıyor ve son olarak gelecekteki hedeflerinden de bahsediyor: “Çocuk sihirbazlığı ile ilgili projelerim var. Her sihirbazlık öğrenen sihirbaz olacak diye bir şey yok ama birkaç teknikle hayata bakış açılarını değiştirmeyi öğrenmeliler. Ayrıca yılda 1 veya 2 defa her yaştan insana Workshop yapıp sihir köyü kurmak istiyorum. Artık insanları tam anlamıyla sihirle tanıştırmak istiyorum.”













0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuz alınmıştır, teşekkür ederiz...