‘Base Jump’ (Serbest atlayış) sporu
tehlikeli olduğu için dünyada ve Türkiye’de bu sporu yapan sporcu sayısı oldukça
az. Ancak ülkemizde serbest atlayış denilince ilk akla gelen isim olan Cengiz
Koçak ise hayatını serbest atlayışçılığa adamış birisi… 43 yaşındaki emekli
asker Koçak, sabit bir evinin olmadığına dikkat çekiyor ve “Gidecek çok yol,
atlanacak çok yer var” diyor.
Serbest atlayış, teoride ve pratikte dünyanın en tehlikeli
sporu olarak biliniyor. İngilizce bina, anten, köprü ve uçurum kelimelerinin
baş harflerinden (Base) oluşan spor, yüksek bir noktadan serbest atlayış yapmaya
ve belirli yükseklikten yere inerken paraşüt açmaya dayanıyor. Dünyada ve
Türkiye’de sayılı sporcunun yaptığı serbest atlayışçılığın ülkemizdeki
profesyonel anlamdaki ilk temsilcisi Cengiz Koçak olarak karşımıza çıkıyor. Koçak,
bu alanda birçok ilke imza atmasının yanı sıra son olarak 2016 yılında
Erzurum’da 299 metreden atlayarak Türkiye’deki en yüksek uçurum atlayışını
gerçekleştiriyor.
“Paraşütle Yolum 7 Yaşında Kesişti”
Cengiz
Koçak, 7 yaşında babasının götürdüğü 19 Mayıs etkinliklerinde tanışıyor
paraşütle ve sporu o yaşlarda araştırmaya başlıyor. Serbest Atlayışçı Koçak,
ailesinin paraşütle ilgili imkân sağlayamayacağını anlayınca 14 yaşında askeri
okulu kazanıyor. Askeri okula gitmesinin tek sebebinin paraşütçülük olduğunu
ifade eden Koçak şöyle devam ediyor: “Son sınıftayken kura çekiliyordu ve 95
kişiden sadece birisi paraşütçü olabilecekti. Onu çekemeseydim bütün planlarım
aksayacaktı. Çünkü o güne kadar hep bunun için yaşamıştım.”
Okuduğu
yıllarda paraşütle ilgili kurslar alan Koçak daha sonra Serbest Paraşüt Kursu
da aldığını aktarıyor ve 23 yaşındayken yaptığı 39 atlayışla Türk Silahlı Kuvvetleri Paraşüt Milli Takımı’na girdiğini
anlatıyor. ABD Astsubay ve İngiltere Kraliyet Akademisi'nde de eğitimler alan
Koçak birçok ülkeyi okuduğu yıllarda gezdiğini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye ve
dünya şampiyonaları derken 15 sene boyunca aralıksız atladım. Uçaktan ortalama 5500, serbest ise 600
atlayışım bulunuyor.”
“Ölmeye Hazırım Dediğim Gün Başladım”
Emekli asker Koçak, ilk paraşüt atlayışını 1991 yılında yaptığını
dile getirerek şunları söylüyor: “Serbest atlayışa başlarken bir buçuk sene
boyunca bu sporu yapmalı mıyım? Ölmeye hazır mıyım? diye kendime sordum. Ölmeye
hazırım dediğim gün bu spora başladım. Neden derseniz, bugüne kadar ülke
dışından 9 arkadaşımı kaybettim.”
Paraşütçülükte dünyada birçok ilkin sahibi Fransız Patrick de
Gayardon’ı takip ettiğini belirten Koçak, “Ben yaklaşık 7652 metreden oksijen
teçhizatı olmadan atlayarak Türkiye rekorunu kırdım. Patrick’ten sonra da dünyanın
en iyi ikinci derecesini elde ettim.” ifadelerini kullanıyor.
Adım Atılmadık Yerleri Seviyor
Serbest atlayışa 2011 yılında Erzincan’daki Karanlık Kanyon’a
yaptığı atlayışla başlayan Koçak, sporu kimseye önermiyor. Dünyadaki ilk cami
ve minare atlayışlarını gerçekleştiren Koçak, hiç adım atılmadık yerleri tercih
ettiğini belirterek serbest atlayışın çok tutkulu bir spor olduğunu belirtiyor.

Sadece Fiziki Olarak Yüksek Şeyler Aramıyor
Atlayacağı yeri bir gün önceden inceleyip daha sonra
atladığını dile getiren Cengiz Koçak, ‘Türkiye’nin Base Jump Haritası’ adlı bir
projesinin olduğunu bildiriyor. Koçak, bireysel olarak hazırlanan böyle bir
haritanın dünyada olmadığına dikkat çekerek şöyle konuşuyor: “Sadece
fiziki olarak değil düşünce olarak da yüksek şeyler arıyorum. Yaptığım sporla,
bireysel düşündüğüm şeyler uyuşuyor. Örneğin, çok sıkı dostluklar kuruyorum.”
Çok Sayıda İlke Sahip
Serbest
atlayışçılıkta Türkiye adına uluslararası çapta derece elde eden ilk sporcu
olduğunu vurgulayan Cengiz Koçak bu başarıyı 2015 yılında Kolombiya’da dünya
üçüncüsü olarak aldığını söylüyor. Koçak diğer başarılarından da bahsediyor: “Türkiye'de
Gyrocopter (küçük helikopter) atlayışı ilk gerçekleştiren benim. Cehennem
Çukuru’na ilk atlayışı ben yaptım ve çukur deniz seviyesinde olduğu için yeraltında
serbest düşüşü ilk yapan da ben oldum. Türkiye’de ilk defa ‘Rope Swing’ yani
bir paraşütten uçarken diğer paraşütte sarkıtılan ipi yakalayıp oraya
sallanarak geçme olayını yapan benim. Ayrıca Türkiye’de yelken kanattan ilk
atlayışı da ben yaptım. Türkiye’de bir serbest atlayışçının ilk defa belgeseli
yapıldı. Dünyada bir paraşütün altına salıncak kurup orada sallandıktan sonra
atlayan tek sporcu da benim.”
Risk ve
heyecan kontrolü gibi eğitimler veren Koçak yetersiz sponsor desteğiyle bunları
yaptığını ifade ediyor ve ekliyor: “Mesela, Kolombiya’daki dünya şampiyonasında
ben hariç herkesin sponsoru vardı. İmkânsızlıklarla gittim ve bu başarıyı elde
ettim.”
Uluslararası ‘Base’ Numarası Alan İlk Türk
Gökyüzünde paraşüt değiştiren
dünyadaki ilk kişi olan Cengiz Koçak en iyi paraşütçünün bir sonraki atlayışı
yapabilen paraşütçü olduğunun altını çiziyor. “Çünkü yaparsanız
ölmemişsinizdir.” diyen sporcu, dünyadaki her yerden atlamak istiyor.
2012’de bina atlayışını Slovakya’da, anten atlayışını Bulgaristan’da,
köprü atlayışını Türkiye’de ve uçurum atlayışını Avusturya’da yaparak uluslararası
‘Base’ numarası alan ilk Türk unvanına sahip olan Koçak, ailesinin verdiği tepkiyi şu
sözlerle açıklıyor: “Annem 4 kişi uçarken sen niye atlıyorsun diyor ya da çadır
kurduğumda uyanıyorum ve üzerimde annemin battaniyelerini görüyorum. Ama bu
duruma sonradan alıştılar.”
“Evsiz Dünyaya Geçtim”
2015
yılında Slovenya’daki Avrupa’nın en yüksek fabrika bacasından da atlayan Koçak sözlerini şöyle noktalıyor: “5 Haziran 2016’da evsiz dünyaya geçtim. Emekli maaşımla geçiniyorum.
Arabamın arkasında yatağım ve küçük tüpüm var. Dereden duş alıyorum ve
dişlerimi fırçalıyorum. Günde 2 öğün yerim. Son yıllarda ihtiyaçları minimumda
tuttuğum zamanları yaşıyorum. Paramı sadece spora harcıyorum. Bazen tanıştığım
insanlar evlerine götürüyor bazen de yerel yöneticiler konaklamamı karşılıyor.
Hayatımı değiştirmek istemiyorum.”
Cengiz Koçak'a ait fotoğraflarla sizleri baş başa bırakıyorum...


0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz alınmıştır, teşekkür ederiz...