KAYSERİSPOR

Kayserispor, Kayseri merkezli Türk futbol kulübü. Süper Lig'de mücadele eden kulübün renkleri sarı-kırmızıdır. Maçlarını 32.864 koltuklu Kayseri Kadir Has Şehir Stadyumu'nda oynamaktadır.

İlk Türk Profesyonel Serbest Atlayışçı: Cengiz Koçak

‘Base Jump’ (Serbest atlayış) sporu tehlikeli olduğu için dünyada ve Türkiye’de bu sporu yapan sporcu sayısı oldukça az. Ancak ülkemizde serbest atlayış denilince ilk akla gelen isim olan Cengiz Koçak ise hayatını serbest atlayışçılığa adamış birisi… 43 yaşındaki emekli asker Koçak, sabit bir evinin olmadığına dikkat çekiyor ve “Gidecek çok yol, atlanacak çok yer var” diyor.

Tribün, Bir Yaşam Biçimi - Kapalı Kale Hikâyesi

Taraftarlar, tuttuğu takımı yediden yetmişe karşılıksız seviyor. Onlar, takımının tüm maçlarına gidiyor ve her seferinde de aynı heyecanla bağlılık gösteriyor takımlarına... Kimisi daha ilk defa gelmiş, kimisi ise yıllardır oraya nefesini vermiş. Hatta bazıları var ki canından çok seviyor takımını...

İlk Türk Mikro Resim Sanatçısı: Hasan Kale

Hasan Kale, dünyaca ünlü bir ressam... Onu diğer ressamlardan ayıran özelliği ise resimlerini yapmak için seçtiği tuvaller. Çok küçük boyuttaki objelere resim çizen 58 yaşındaki Kale, dünyada mikro resim alanında fırçaya aldığı 350’yi geçkin eseriyle tek olma niteliğini taşıyor.

22 Mayıs

Bugün Türkiye'de KPSS'ye giren herkese geçmiş olsun dileklerimle başlıyorum. Günlerden 22 Mayıs... Bakalım sporda neler olmuş bugün? 1963 - AC Milan Şampiyon Kulüpler Kupası'nı kazandı.

Pazar, Kasım 27, 2016

İlk Türk Profesyonel Serbest Atlayışçı: Cengiz Koçak

‘Base Jump’ (Serbest atlayış) sporu tehlikeli olduğu için dünyada ve Türkiye’de bu sporu yapan sporcu sayısı oldukça az. Ancak ülkemizde serbest atlayış denilince ilk akla gelen isim olan Cengiz Koçak ise hayatını serbest atlayışçılığa adamış birisi… 43 yaşındaki emekli asker Koçak, sabit bir evinin olmadığına dikkat çekiyor ve “Gidecek çok yol, atlanacak çok yer var” diyor.
(ÖZEL HABER)
Serbest atlayış, teoride ve pratikte dünyanın en tehlikeli sporu olarak biliniyor. İngilizce bina, anten, köprü ve uçurum kelimelerinin baş harflerinden (Base) oluşan spor, yüksek bir noktadan serbest atlayış yapmaya ve belirli yükseklikten yere inerken paraşüt açmaya dayanıyor. Dünyada ve Türkiye’de sayılı sporcunun yaptığı serbest atlayışçılığın ülkemizdeki profesyonel anlamdaki ilk temsilcisi Cengiz Koçak olarak karşımıza çıkıyor. Koçak, bu alanda birçok ilke imza atmasının yanı sıra son olarak 2016 yılında Erzurum’da 299 metreden atlayarak Türkiye’deki en yüksek uçurum atlayışını gerçekleştiriyor.
“Paraşütle Yolum 7 Yaşında Kesişti”
Cengiz Koçak, 7 yaşında babasının götürdüğü 19 Mayıs etkinliklerinde tanışıyor paraşütle ve sporu o yaşlarda araştırmaya başlıyor. Serbest Atlayışçı Koçak, ailesinin paraşütle ilgili imkân sağlayamayacağını anlayınca 14 yaşında askeri okulu kazanıyor. Askeri okula gitmesinin tek sebebinin paraşütçülük olduğunu ifade eden Koçak şöyle devam ediyor: “Son sınıftayken kura çekiliyordu ve 95 kişiden sadece birisi paraşütçü olabilecekti. Onu çekemeseydim bütün planlarım aksayacaktı. Çünkü o güne kadar hep bunun için yaşamıştım.”
Okuduğu yıllarda paraşütle ilgili kurslar alan Koçak daha sonra Serbest Paraşüt Kursu da aldığını aktarıyor ve 23 yaşındayken yaptığı 39 atlayışla Türk Silahlı Kuvvetleri Paraşüt Milli Takımı’na girdiğini anlatıyor. ABD Astsubay ve İngiltere Kraliyet Akademisi'nde de eğitimler alan Koçak birçok ülkeyi okuduğu yıllarda gezdiğini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye ve dünya şampiyonaları derken 15 sene boyunca aralıksız atladım.  Uçaktan ortalama 5500, serbest ise 600 atlayışım bulunuyor.”
 “Ölmeye Hazırım Dediğim Gün Başladım”
Emekli asker Koçak, ilk paraşüt atlayışını 1991 yılında yaptığını dile getirerek şunları söylüyor: “Serbest atlayışa başlarken bir buçuk sene boyunca bu sporu yapmalı mıyım? Ölmeye hazır mıyım? diye kendime sordum. Ölmeye hazırım dediğim gün bu spora başladım. Neden derseniz, bugüne kadar ülke dışından 9 arkadaşımı kaybettim.”
Paraşütçülükte dünyada birçok ilkin sahibi Fransız Patrick de Gayardon’ı takip ettiğini belirten Koçak, “Ben yaklaşık 7652 metreden oksijen teçhizatı olmadan atlayarak Türkiye rekorunu kırdım. Patrick’ten sonra da dünyanın en iyi ikinci derecesini elde ettim.” ifadelerini kullanıyor.
Adım Atılmadık Yerleri Seviyor
Serbest atlayışa 2011 yılında Erzincan’daki Karanlık Kanyon’a yaptığı atlayışla başlayan Koçak, sporu kimseye önermiyor. Dünyadaki ilk cami ve minare atlayışlarını gerçekleştiren Koçak, hiç adım atılmadık yerleri tercih ettiğini belirterek serbest atlayışın çok tutkulu bir spor olduğunu belirtiyor.
“Korku insanın en çıplak halidir, insanın kişiliğini geliştirir” diyen 43 yaşındaki Koçak, “Gerçekten atlamaya karar vermişsem korkuyu yönetirim.  Atladıktan sonra yere indiğimde ben artık başka biriyim. Atladığı yerle bağ kurmuş, daha iyi bir Cengiz’im artık.” şeklinde konuşuyor.
Sadece Fiziki Olarak Yüksek Şeyler Aramıyor
Atlayacağı yeri bir gün önceden inceleyip daha sonra atladığını dile getiren Cengiz Koçak, ‘Türkiye’nin Base Jump Haritası’ adlı bir projesinin olduğunu bildiriyor. Koçak, bireysel olarak hazırlanan böyle bir haritanın dünyada olmadığına dikkat çekerek şöyle konuşuyor: “Sadece fiziki olarak değil düşünce olarak da yüksek şeyler arıyorum. Yaptığım sporla, bireysel düşündüğüm şeyler uyuşuyor. Örneğin, çok sıkı dostluklar kuruyorum.”
Çok Sayıda İlke Sahip
Serbest atlayışçılıkta Türkiye adına uluslararası çapta derece elde eden ilk sporcu olduğunu vurgulayan Cengiz Koçak bu başarıyı 2015 yılında Kolombiya’da dünya üçüncüsü olarak aldığını söylüyor. Koçak diğer başarılarından da bahsediyor: “Türkiye'de Gyrocopter (küçük helikopter) atlayışı ilk gerçekleştiren benim. Cehennem Çukuru’na ilk atlayışı ben yaptım ve çukur deniz seviyesinde olduğu için yeraltında serbest düşüşü ilk yapan da ben oldum. Türkiye’de ilk defa ‘Rope Swing’ yani bir paraşütten uçarken diğer paraşütte sarkıtılan ipi yakalayıp oraya sallanarak geçme olayını yapan benim. Ayrıca Türkiye’de yelken kanattan ilk atlayışı da ben yaptım. Türkiye’de bir serbest atlayışçının ilk defa belgeseli yapıldı. Dünyada bir paraşütün altına salıncak kurup orada sallandıktan sonra atlayan tek sporcu da benim.”
Risk ve heyecan kontrolü gibi eğitimler veren Koçak yetersiz sponsor desteğiyle bunları yaptığını ifade ediyor ve ekliyor: “Mesela, Kolombiya’daki dünya şampiyonasında ben hariç herkesin sponsoru vardı. İmkânsızlıklarla gittim ve bu başarıyı elde ettim.”

Uluslararası ‘Base’ Numarası Alan İlk Türk
Gökyüzünde paraşüt değiştiren dünyadaki ilk kişi olan Cengiz Koçak en iyi paraşütçünün bir sonraki atlayışı yapabilen paraşütçü olduğunun altını çiziyor. “Çünkü yaparsanız ölmemişsinizdir.” diyen sporcu, dünyadaki her yerden atlamak istiyor.
2012’de bina atlayışını Slovakya’da, anten atlayışını Bulgaristan’da, köprü atlayışını Türkiye’de ve uçurum atlayışını Avusturya’da yaparak uluslararası ‘Base’ numarası alan ilk Türk unvanına sahip olan Koçak, ailesinin verdiği tepkiyi şu sözlerle açıklıyor: “Annem 4 kişi uçarken sen niye atlıyorsun diyor ya da çadır kurduğumda uyanıyorum ve üzerimde annemin battaniyelerini görüyorum. Ama bu duruma sonradan alıştılar.”
“Evsiz Dünyaya Geçtim”

2015 yılında Slovenya’daki Avrupa’nın en yüksek fabrika bacasından da atlayan  Koçak sözlerini şöyle noktalıyor: “5 Haziran 2016’da evsiz dünyaya geçtim. Emekli maaşımla geçiniyorum. Arabamın arkasında yatağım ve küçük tüpüm var. Dereden duş alıyorum ve dişlerimi fırçalıyorum. Günde 2 öğün yerim. Son yıllarda ihtiyaçları minimumda tuttuğum zamanları yaşıyorum. Paramı sadece spora harcıyorum. Bazen tanıştığım insanlar evlerine götürüyor bazen de yerel yöneticiler konaklamamı karşılıyor. Hayatımı değiştirmek istemiyorum.”



Cengiz Koçak'a ait fotoğraflarla sizleri baş başa bırakıyorum...